reklam

reklam

18/04/2025

EVRENİN YARATILIŞI (5. BÖLÜM)


 

EVRENİN YARATILIŞI

Modern kozmolojiye göre Alexander Friedman'ın çalışmalarından ve George Lemaitre ile Edwin Hubble'ın gözlemlerine dayanarak evrenimizin genişlediğini biliyoruz. Eğer evren sürekli genişliyor ise bunun bir başlangıç noktasının da olması gerekir diye düşünüyorum. Doğal olarak bilim adamları da aynen böyle düşündüler. Yaptıkları araştırmalara göre vardıkları sonuç inanılmazdı. Bilim adamlarının düşündüğü bu başlangıç noktası da günümüzden 13.8 milyar yıl öncesine dayanıyor. Öyleki bu evrenin oluşmasını sağlayan o başlangıç noktasının da 13.8 milyar yıl öncesinde meydana gelen Big Bang yani büyük patlama diye adlandırdıkları bir hareket ile meydana geldiğini iddia ettiler. Günümüzde de bu iddia hala kabul görmektedir ve neredeyse artık bir iddia olmaktan çıkmıştır.  

Başlangıçta her şey çok farklıydı. Evrende hiç madde yoktu. Sadece dört temel kuvvet vardı.

  1. Kütle çekim kuvveti (Bir kütlenin diğerine doğru çekilmesi).
  2. Elektromanyetik kuvvet. (Elektrik ve manyetizmayı tek kuvvetle birleştirerek atomları moleküllere bağlar.)
  3. Güçlü çekirdek kuvveti (Protonları ve nötronları birbirine bağlar).
  4. Zayıf çekirdek kuvveti (Atom çekirdeğini parçalayarak radyoaktif bozuşmayı ortaya çıkartır).

Zamanla kütle çekim kuvveti diğer kuvvetlerden ayrıştı ve bu sayede maddenin temel yapı taşları olan Kuarklar ve Leptonlar oluştu. Bir sonraki aşamada ise aniden genişleyen evren hızla soğumaya başladı ve üç temel kuvvet olan elektromanyetik kuvvet, zayıf kuvvet ve güçlü kuvvet birbirinden ayrıştı. 

Evrenin sıcaklığı, proton ve nötronların çekirdek halinde birleşmesine yetecek kadar düştü ve sonunda proton ve nötron birleşerek hidrojeni oluşturdular. Evren yaklaşık 300 bin yıl yaşındayken sıcaklığı 4000 kelvine kadar düştü.(Günümüzdeki sıcaklığın 1/1000'i.)

Bir sonraki dönemde ise bu hidrojen atomları milyonlarca yıl boyunca birleşerek yıldızları oluşturdular. Yıldızlar yandıkça hidrojen atomları kaynaştı ve daha ağır atomları meydana getirdi. Ardından yine milyonlarca yıl sonra içinde yaşadığımız güneş sisteminin ortasında bulunan çok büyük bir yıldız patladı ve içindeki elementler uzaya savruldu. Yine milyonlarca yıl uzayda dönen bu elementler de birleşerek gezegenleri ve dünyamızı meydana getirdi. Daha sonra da dünyada yaşam başladı ve günümüzdeki insana kadar gelindi.(1)

Basit ve anlaşılabilir bir özetle evrenin oluşumu bu şekilde oldu. Milyarlarca yılı birkaç satıra sığdırmak zor olsa da astronomi konusunda bu kadar bilginin yeterli olacağını düşünüyorum. Çünkü bu bölümde bizim için önemli olan süreç nasıl işledi. Asıl detaya bir sonraki bölümde, yani insanlığın var oluşu aşamasında geçeceğiz.

Jeologların güncel bilimsel tahminlerine ve kapsamlı bilimsel kanıtlara dayanarak dünyanın yaşının yaklaşık 4,5 milyar yıl olduğu bilinmekte. Bu tahmin uranyum – kurşun tarihlendirmesi yöntemiyle zirkon minerallerinin yaşının tespit edilmesine dayanıyor.(2)

Bu konunun detaylarına çok fazla girmeye gerek yok. Dünyamızın 4,5 milyar yıl yaşında olduğunu bilmemiz bizim için yeterli. 

Dünyanın oluşumundan bir süre sonra ki bu süre birkaç yüz milyon yıl kadar sürdü. Dünyamıza oksijen dolmaya başladı, yörünge ve sıcaklık olarak da yaşama uygun hale geldi. Buna bağlı olarak kara parçaları ve su oluşumu tamamlandı. Tabii dünyanın bu hale gelmesi bugünkü hali ile aynı olduğu anlamına gelmez. Artık Atmosfer oksijenle dolmaya başlayınca dünya da canlılar için yaşanabilir bir hale geldi. Zamanla bildiğimiz ve bilmediğimiz bazı hayvanlar ve bitkiler oluşarak dünyanın gelişimi tamamlanmış oldu. (3) 

          Dünya 4,5 milyar yıl yaşında ama tabi insanlığın var oluşu da 4,5 milyar yıl öncesine dayanmıyor, Bu rakam da aslında çok net değil. Kutsal kitaba göre Hz. Adem a.s.’ın yaratılışı M.Ö.4.000 li yıllara dayanıyor. Ancak günümüzde yapılan kazılardan, özellikle Şanlıurfa’da bulunan Göbeklitepe’de yapılan kazılardan edinilen bilgilerde insanlık tarihinin M.Ö. 10.000 yıla dayandığı tespit edilmiştir.(4) Ancak bugün yapılan araştırmaların neticesinde biz biliyoruz ki yaratılış, bundan çok daha gerilere; hemen hemen 40 bin yıl öncesine kadar gidiyor. 

Tabi ilk insan olan Hz. Adem a.s.’ın yaratılışından önce dünyada nasıl bir yaşam formu vardı onu çok net bilmiyoruz. Ama öyle zannediyorum ki birçoğumuz dünyayı, Jurassic Park filminde gördüğümüz o uçsuz bucaksız orman ve akarsulardan ibaret olan cennetten bir kesit olarak tasvir ediyoruz. Bunda da haksız sayılmayız aslında. Her insan sahip olamadığı ama bir gün mutlaka sahip olmak istediği güzelliği hayal eder.

 Evrenin oluşumu gerçekleşip dünya oluşumunu tamamlandıktan sonra bilim adamlarının jeolojik çağ diye isimlendirdikleri ve dört zamanlı bir süreç olan farklı bir dönem başlıyor. Tek bir kütle olan kara çatlıyor ve zamanla kuzey ve güney olarak ikiye ayrılıyor. Bu iki kütle arasındaki alanı ise deniz oluşturuyor. O dönemde iklim sıcak ve kuruydu. Arazilerin büyük çoğunluğu çöl halindeydi. Bugünkü gibi kutup buzulları oluşmamıştı. Sürüngenler sıcak iklimlerde gelişmeye uygun oldukları için bu dönemlerde evrimleşmişlerdir. Daha sonra bilim adamlarının da bir türlü açıklayamadıkları bir nedenden dolayı canlılar üzerinde kitlesel yok oluşlar başladı. Birçok büyük kara hayvanı yok olunca dinozorlara tabiri caizse gün doğmuş oldu. Meydan adeta onlara kaldı. Böyle olunca da çok rahat bir biçimde çoğaldı ve geliştiler. Zamanla sıcaklık düştü. Kara parçalarının arasında oluşan geniş denizler sonucu yağışlar meydana geldi. Bu da bitkilerin çoğalmasına neden oldu. Yeryüzünde oluşan jeolojik hareketler sonucunda da bugünkü kıtalar meydana geldi. (5) 

            Evrenin ve dünyanın yaratılışı kısaca bu şekilde oldu. Bir sonraki yazımızda insanlığın ortaya çıkışından bahsedeceğiz.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KAYNAK : (1)R.Penrose, “Kralın Yeni Usu” (Tübitak yayınları 1989) / Edward Kolb, Michael Turner “The Early Universe” (Westview Press 1999) / Scott Dodelson “Modern Cosmology” (Elsevier 2003) / R.P. Kirshner “The Extravagant Universe” (Princeton 2002) / R. Güldilek”(Evren Kuramları” (Bilim ve teknik Mayıs 2007) / Michael S.Turner, The 2007 Europead School of Hıgh-Energy Physics KAYNAK : (2) Tübitak – Bilim ve Genç / bilim ve ütopya dergisi Kaynak : (3) http://www.bbc.com/earth/story/20161026-the-secret-of-how-life-on-earth-began https://science.nasa.gov/solar-system/big-questions/how-did-life-begin-and-evolve-earth-and-has-itevolved-elsewhere-solar-system https://www.sciencedaily.com/releases/2019/08/190801093310.htm Kaynak : (4) Şanlıurfa Valiliği Resmi İnternet Sitesi Kaynak : (5) Natural History Museum (https://www.nhm.ac.uk/discover/when-did-dinosaurs-live.html) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder