EVRENİN YARATILIŞI
Modern kozmolojiye göre Alexander Friedman'ın çalışmalarından ve George
Lemaitre ile Edwin Hubble'ın gözlemlerine dayanarak evrenimizin genişlediğini
biliyoruz. Eğer evren sürekli genişliyor ise bunun bir başlangıç noktasının da
olması gerekir diye düşünüyorum. Doğal olarak bilim adamları da aynen böyle
düşündüler. Yaptıkları araştırmalara göre vardıkları sonuç inanılmazdı. Bilim
adamlarının düşündüğü bu başlangıç noktası da günümüzden 13.8 milyar yıl
öncesine dayanıyor. Öyleki bu evrenin oluşmasını sağlayan o başlangıç
noktasının da 13.8 milyar yıl öncesinde meydana gelen Big Bang yani büyük
patlama diye adlandırdıkları bir hareket ile meydana geldiğini iddia ettiler.
Günümüzde de bu iddia hala kabul görmektedir ve neredeyse artık bir iddia olmaktan
çıkmıştır.
Başlangıçta her şey çok farklıydı. Evrende hiç madde yoktu. Sadece dört
temel kuvvet vardı.
- Kütle çekim kuvveti (Bir kütlenin diğerine doğru
çekilmesi).
- Elektromanyetik kuvvet. (Elektrik ve manyetizmayı
tek kuvvetle birleştirerek atomları moleküllere bağlar.)
- Güçlü çekirdek kuvveti (Protonları ve nötronları
birbirine bağlar).
- Zayıf çekirdek kuvveti (Atom çekirdeğini
parçalayarak radyoaktif bozuşmayı ortaya çıkartır).
Zamanla kütle çekim kuvveti diğer kuvvetlerden ayrıştı ve bu sayede maddenin
temel yapı taşları olan Kuarklar ve Leptonlar oluştu. Bir sonraki aşamada ise
aniden genişleyen evren hızla soğumaya başladı ve üç temel kuvvet olan
elektromanyetik kuvvet, zayıf kuvvet ve güçlü kuvvet birbirinden ayrıştı.
Evrenin sıcaklığı, proton ve nötronların çekirdek halinde birleşmesine
yetecek kadar düştü ve sonunda proton ve nötron birleşerek hidrojeni
oluşturdular. Evren yaklaşık 300 bin yıl yaşındayken sıcaklığı 4000 kelvine
kadar düştü.(Günümüzdeki sıcaklığın 1/1000'i.)
Bir sonraki dönemde ise bu hidrojen atomları milyonlarca yıl boyunca
birleşerek yıldızları oluşturdular. Yıldızlar yandıkça hidrojen atomları
kaynaştı ve daha ağır atomları meydana getirdi. Ardından yine milyonlarca yıl
sonra içinde yaşadığımız güneş sisteminin ortasında bulunan çok büyük bir
yıldız patladı ve içindeki elementler uzaya savruldu. Yine milyonlarca yıl
uzayda dönen bu elementler de birleşerek gezegenleri ve dünyamızı meydana
getirdi. Daha sonra da dünyada yaşam başladı ve günümüzdeki insana kadar
gelindi.(1)
Basit ve anlaşılabilir bir özetle evrenin oluşumu bu şekilde oldu.
Milyarlarca yılı birkaç satıra sığdırmak zor olsa da astronomi konusunda bu
kadar bilginin yeterli olacağını düşünüyorum. Çünkü bu bölümde bizim için
önemli olan süreç nasıl işledi. Asıl detaya bir sonraki bölümde, yani
insanlığın var oluşu aşamasında geçeceğiz.
Jeologların güncel bilimsel tahminlerine ve kapsamlı bilimsel kanıtlara
dayanarak dünyanın yaşının yaklaşık 4,5 milyar yıl olduğu bilinmekte. Bu tahmin
uranyum – kurşun tarihlendirmesi yöntemiyle zirkon minerallerinin yaşının
tespit edilmesine dayanıyor.(2)
Bu konunun detaylarına çok fazla girmeye gerek yok. Dünyamızın 4,5 milyar
yıl yaşında olduğunu bilmemiz bizim için yeterli.
Dünyanın oluşumundan bir süre sonra ki bu süre birkaç yüz milyon yıl kadar
sürdü. Dünyamıza oksijen dolmaya başladı, yörünge ve sıcaklık olarak da yaşama
uygun hale geldi. Buna bağlı olarak kara parçaları ve su oluşumu tamamlandı. Tabii
dünyanın bu hale gelmesi bugünkü hali ile aynı olduğu anlamına gelmez. Artık
Atmosfer oksijenle dolmaya başlayınca dünya da canlılar için yaşanabilir bir
hale geldi. Zamanla bildiğimiz ve bilmediğimiz bazı hayvanlar ve bitkiler
oluşarak dünyanın gelişimi tamamlanmış oldu. (3)
Dünya
4,5 milyar yıl yaşında ama tabi insanlığın var oluşu da 4,5 milyar yıl öncesine
dayanmıyor, Bu rakam da aslında çok net değil. Kutsal kitaba göre Hz. Adem
a.s.’ın yaratılışı M.Ö.4.000 li yıllara dayanıyor. Ancak günümüzde yapılan
kazılardan, özellikle Şanlıurfa’da bulunan Göbeklitepe’de yapılan kazılardan
edinilen bilgilerde insanlık tarihinin M.Ö. 10.000 yıla dayandığı tespit
edilmiştir.(4) Ancak bugün yapılan araştırmaların neticesinde biz biliyoruz ki
yaratılış, bundan çok daha gerilere; hemen hemen 40 bin yıl öncesine kadar
gidiyor.
Tabi ilk insan olan Hz. Adem a.s.’ın yaratılışından önce dünyada nasıl bir
yaşam formu vardı onu çok net bilmiyoruz. Ama öyle zannediyorum ki birçoğumuz
dünyayı, Jurassic Park filminde gördüğümüz o uçsuz bucaksız orman ve
akarsulardan ibaret olan cennetten bir kesit olarak tasvir ediyoruz. Bunda da
haksız sayılmayız aslında. Her insan sahip olamadığı ama bir gün mutlaka sahip
olmak istediği güzelliği hayal eder.
Evrenin oluşumu gerçekleşip dünya oluşumunu tamamlandıktan sonra
bilim adamlarının jeolojik çağ diye isimlendirdikleri ve dört zamanlı bir süreç
olan farklı bir dönem başlıyor. Tek bir kütle olan kara çatlıyor ve zamanla
kuzey ve güney olarak ikiye ayrılıyor. Bu iki kütle arasındaki alanı ise deniz
oluşturuyor. O dönemde iklim sıcak ve kuruydu. Arazilerin büyük çoğunluğu çöl
halindeydi. Bugünkü gibi kutup buzulları oluşmamıştı. Sürüngenler sıcak
iklimlerde gelişmeye uygun oldukları için bu dönemlerde evrimleşmişlerdir. Daha
sonra bilim adamlarının da bir türlü açıklayamadıkları bir nedenden dolayı
canlılar üzerinde kitlesel yok oluşlar başladı. Birçok büyük kara hayvanı yok
olunca dinozorlara tabiri caizse gün doğmuş oldu. Meydan adeta onlara kaldı.
Böyle olunca da çok rahat bir biçimde çoğaldı ve geliştiler. Zamanla sıcaklık
düştü. Kara parçalarının arasında oluşan geniş denizler sonucu yağışlar meydana
geldi. Bu da bitkilerin çoğalmasına neden oldu. Yeryüzünde oluşan jeolojik
hareketler sonucunda da bugünkü kıtalar meydana geldi. (5)
Evrenin
ve dünyanın yaratılışı kısaca bu şekilde oldu. Bir sonraki yazımızda insanlığın
ortaya çıkışından bahsedeceğiz.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
KAYNAK : (1)R.Penrose,
“Kralın Yeni Usu” (Tübitak yayınları 1989) / Edward Kolb, Michael Turner “The
Early Universe” (Westview Press 1999) / Scott Dodelson “Modern Cosmology”
(Elsevier 2003) / R.P. Kirshner “The Extravagant Universe” (Princeton 2002) /
R. Güldilek”(Evren Kuramları” (Bilim ve teknik Mayıs 2007) / Michael S.Turner,
The 2007 Europead School of Hıgh-Energy Physics KAYNAK : (2) Tübitak – Bilim ve
Genç / bilim ve ütopya dergisi Kaynak : (3)
http://www.bbc.com/earth/story/20161026-the-secret-of-how-life-on-earth-began
https://science.nasa.gov/solar-system/big-questions/how-did-life-begin-and-evolve-earth-and-has-itevolved-elsewhere-solar-system
https://www.sciencedaily.com/releases/2019/08/190801093310.htm Kaynak : (4)
Şanlıurfa Valiliği Resmi İnternet Sitesi Kaynak : (5) Natural History Museum
(https://www.nhm.ac.uk/discover/when-did-dinosaurs-live.html)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder