-Muhalefet-
Bir yazar diyor ki “Bu ülkenin muhalefeti hükümeti
düşürmek uğruna ülkeyi bölmeyi göze alır.”Aslında bunu iki açıdan
değerlendirmek gerekir. Evet bugüne kadar gelen muhalefetler bazen
eleştiride ve hak istemede dozu aşmış ve yıkıcı çalışmıştır . Ancak ne
olursa olsun bir ülkenin kurulması da yıkılması da kolay değildir. Ağır
bedeller gerektirir. Mesela bizim de çok ağır bedeller ödediğimiz
kurtuluş savaşı tecrübemiz vardır. Bundan dolayıda bizim ülkemiz de de
bu denli çalışan muhalefet öyle yıkmanın kolay olmadığını iyi bilir.
Tecrübelidir … Mesela ittihat ve terakki zihniyeti padişahın odasına
tekmeler atarak girerken yanında İngilizler yok muydu. Söylemlerinin
başında da padişahın vatanı ingilizlere satmasının olması ne kadar trajı
komik değimli. Bakınız dönemin muhalefeti bir ülkeyi böyle yıkıma
hazırladı ve sonra “Baş edemedik lütfen geri dön” nidalariyla sürgündeki
padişahı geri çağırdı. Allah’tan, beğenmedikleri düzen bir Mustafa
Kemal yetiştirmişti de vatan kurtuldu. İşte bu akıl erdirene düşünesi
bir tecrübe…
Şimdi diyeceksiniz ki ” Eee Paşa da ittihatçı değil
miydi ?” Atatürk ittihatçı mıydı , değil miydi tartışmalarına tarihin
verdiği en güzel cevap, mason locaları da dahil olmak üzere paşanın bir
dönem neredeyse tüm oluşumlara destek vermiş olduğudur. Bunun tabi
olarak farklı nedenleri vardır . Dahiyane zekasıyla dahilerin
yetiştirmiş olduğu bir siyasetçi örneğidir. O yüzden halkı iyi tanır ve
tabiri caizse halkın nabız müdessiridir. Başlayan büyük halk hareketi ve
Halife buyruğudur diyerek kurtuluş savaşının temelleri. Ve savaş…
Kim savaştı?
Alevisi , kürdü ,türkü vs. Tüm halk ile birlikte Muhalefet yıkmanın kolay yapmanın zorluğunu tecrübe etmiş oldu.
Bu denli zaferler büyük liderlerin sayesinde olur
diyerek, yaptığı her şeyi günümüze taşıyarak, ta o günden ; o günün
koşullarıyla yapılmış olan tüm yasaları 100 yıl daha uygularız demek
gericiliğin ve bağnazcılığın ta kendisi olmaz mı. Kendisi olsa böylemi
yapardı? İlke ve inklaplar da dahil. Örneğin Yasada bulunan şapka
inkılabı bugün ne kadar uygulanabilir. Kaldı ki yasalar toplumun
ihtiyacına göre belirlenir. Bu gayet tabi ve demokratik dir.
Demokrasinin faydaları ve zararları gibi zaaflari da olacaktır elbet.
Şöyle ki anayasa daki tüm bu yasalar halka fert fert dokunamayabilir.
Doğaldır … İşte bunu dengelemek için demokratik düzende muhalefet vardır
ve olmalıdır.
Şimdi bu muhalefet olmanın verdiği ve hatta muhalefet
olsun olmasın demokratik hak olan eylem yapma hakkında konuşalım. Bu
eylemleri yapan kim ? ;
Dini, dili fark etmeksizin mevcut düzene muhalif ,
kaygıları olan halk. İşte bu halk, anayasal hakkını kullanarak
eylemlerini yapıyor. Burada biraz karmaşa başlıyor.
Bu demokrasi ne kadar garip bir şeydir ki, demokratik
bir hakkı kullanmak için diğerini görmezden gelmeniz ve belki de
çiğnemeniz gerekebiliyor. Şöyle ki; eylem yapabilme özgürlüğünüzü
devletin izin verdiği yerlerde değil de istediğiniz yerlerde kullanma
hakkının talebi başlayabiliyor. İnsan düşünmüyor değil; bu demokrasi
sınırsız mıdır, sınırlı mıdır ya da sınırlandırıla bilir mi? İstediğim
yerde istediğim eylemi yapabilmem ve bunun süresi için yasaları da
tanımamam ne kadar doğru olabilir. Bunu Mustafa Kemal Atatürk’ ün
koyduğu yasayla ya da 80 yasasıyla nasıl yapabilirdim. Demek ki revizyon
lazım .
Hepimizin bildiği gibi bir hak istenirken başkalarının
hakkını çiğnemek demokrasiye antipati kazandırır. Bunun için de memnun
olmasanız da mevcut yasaları uygulamanız gerekir. Evet, eğer böyle
olursa süreç doğaldır. Belki sancılı olur ancak en demokratik yolu
budur.
Doğal ve demokratik olmayan diğer yollar anarşi
doğurur. Anarşi ortamlarından o ülkenin halkından başka herkez
faydalanır. Bu anarşi devam etsin diye ajanlar çoğalır ve yerli, cahil
provakatörler doğar. Bu ajan ve provokatörler birbirlerine sarılır. Bu
anarşiden en fazla halk zarar görür ve halkı besleyen kardeşlik suyu
çekiliverip kitlesel çatlamalar baslar. Bu çatlamanın sonunda is yıkıma
kadar gider. İşte bu sonuçta da üzücü hiç düşünmek istemediğimiz farklı
konular ortaya çıkıyor. Türkiye de de ismi değiştirilerek
gerçekleştirilmek istenen Arap baharında gelen gidenden daha mı iyi ve
demokratiktir olacaktır tartışılır. Burada düşünülmesi gereken bir diğer
şey; sistemi düzenlememiz mi yoksa mevcut sistemdeki kişileri
değiştirmemiz mi… Ve bu milletİN muhalefeti şunu da bir düşünsün;
Demokrasi elbisesini her halkın bedenine göre dikmek
gerekir. İşte bu konuda millet olarak ya terzi siz olursunuz yada
birileri size bu kıyafeti diker. Bu nedenlerle başından beri
söylediğimiz ve istediğimiz , yıkıcı olmayan , tarihten ve dünyadan ders
alan muhalefetlerin özlemi içerisindeyiz. Kendi milletin değerlerine
sırtını dönmüş, muhalefetliği bile batıdan öğrenen ve onların istediği
kadar muhalif olan muhalefetlerin değil…
Selametle
Haziran-2013
Selametle
Haziran-2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder