" Haceli obası' nı engin mi sandın ?
Ayağında potini var zengin mi sandın ? "
Çook severek dinlediğim, hem hüzünlenince hem de neşelenince söylediğim en samimi duygulara garkolduğum bir türküdür.
Aklıma da şu gelir duyunca; ne çok öyle zannediyoruz değil mi ? Ayağında potini var diye para zengini , saçında beyaz var diye tecrübe zengini, sakalı başörtüsü var diye iman zengini zannediyoruz. Yetmiyor bu zanna göre de hareket ediyoruz. Kendimizi paralıyoruz bazen , bazense göle maya çalıp , beyhude ümit bağlıyoruz. Sahi neyin zenginliğini arıyoruz? Içimizde varolan bu " bizde olmayanın hazır olanını bulmak bulunca da hazıra konmak " hissiyatı da neyin nesi ? Neden kuru bir toprağa yağmur olmak hayalleri mazide kaldı ? Neden toprağın altında kımıldana kımıldana hayatı taşıyan bir tohum olmak isteği uçtu sinelerimizden ? Biz gözü tokluk nimetini ne ara silkeledik sofra beziyle bahçeye? Hangi yabani kuşlara katık ettik " fakir ama gururlu delikanlılık " ayaklarını ?
Gerçi bunlar kahverengi mobilyalar gibi demode kaldı bu zamanda
Öyle ya komşunun çocuğuyla olan yarışlarda şimdi zenginlik moda.
Ayşe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder