reklam

reklam

24/06/2025

Kardeşlik

 

Ahlak hakkında neler yazılmış diye elimize birkaç yazı alıp okumaya kalksak birçok ahlak çeşidinden bahseden yazılara rastlarız. İş ahlakı, aşk ahlakı, aile ahlakı v.s . Peki ya kardeşlik ahlakı? Birçok kişi bundan bahsetmez. Sürekli dilimizde olan, birbirimize kardeşim diye hitaplarda bulunduğumuz bu zamanda bu kelimenin gerçekten hakkını verebiliyor muyuz acaba?

Nedir bu kardeşlik. Nasıl bir ahlaka sahiptir?

İnsanlar soy sop bağı ile kardeş oldukları gibi bu bağ olmadan da kardeş olabilirler pek tabi. Çünkü kardeşliğin kolları dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar uzanacak kadar uzun, omuzları koca bir toplumun başını yaslayacağı kadar geniştir. Birey birey kardeş olunabildiği gibi, millet millet de kardeş olunabilir yani. Merhamet demektir kardeşlik. Birbirinin derdiyle dertlenmektir.İşte bu yüzden dünyanın bir ucunda başına bomba yağan yahut evi yanan bir mazlum için dünyanın diğer ucundaki kişiler göz yaşı döker.

Peki söyleyin şimdi; kardeş olmak, sevinçte ve kederde beraber olmayı, onu derdiyle dertlenmeyi göze almak demek ise biz bugün bunun neresindeyiz. Bence baya uzağındayız. Sadece dilimizde bir kelime olup çıkmış çoğu zaman. Toplum olarak birbirimizi sevmeden, saymadan, güvenmeden, birbirimize merhamet etmeden, yardımlaşma ve dayanışmadan uzak bir kardeşlik kavramı oluşturmuşuz.

Oysa ki; Kur'ân'ın bize anlattığı kardeşlik, bütün bu değerleri  içeren bir muhtevaya sahiptir. Kardeşinin derdiyle dertlenen, o uykusuzsa uykusuz kalan, sevincine ortak, hayatına yoldaş bir mümin anlayışı sunar bize Kuran. Bu dert hep öyle bildiğimiz tarzdan, toplumun baktığı maddesel bakış açısından olmayabilir mesela. Manevi günahlara bizleri sürükleyen hastalıklarda mümin için bir derttir mesela.  Müminler birbirlerini bu dertler ile de baş başa bırakmamalıdır. Kardeşlik bunu gerektirir.

Ama gelin görün ki kardeşim dediklerimizin manevi dertlerine gelene kadar maddi dertlerine bile o kadar uzağız ki. Bacası tüter mi, aşı kaynar mı bi haberiz. Ve dahi umrumuzda bile değil. Komşusu açken tok yatan bizden değildir buyruğuna rağmen.

Bugün bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın dediğimiz için bizden davacı olmayacak mı sanırız yılanın soktuğu.  Aman bana ihtiyaç mı var sanki diyerek nice kardeşlerimizi belkide farkında olmadan ziyan etmiyor muyuz. Ne oluyor bize de Kur-an ın bahsettiği kardeşlik muhtevasının füyuzatı yüzümüze yansıyamıyor. Kaşlarımız çatık ve birbirimize düşmanca bakıyoruz. Göz pınarlarımızdan bir damlayı dahi esirgiyoruz kardeşimiz için. En son ne zaman kardeşimizin derdiyle dertlendik ve uykumuz kaçtı mesela.

Ariflerden Serî-i Sakatî [kuddise sırruhû]bir tövbesini şöyle anlatıyor.

” Bir olay üzerine bir kere “elhamdülillâh” dedim, tam otuz yıl bu sözden dolayı istiğfar ediyor, Allah’tan affımı istiyorum. Bu şöyle oldu:Bir gece, içinde benim dükkânımın da bulunduğu çarşıda yangın çıktı. Bana, “Dükkânın yandı” diye bir haber ulaştı. Hemen gece yarısı dışarı çıkıp olayı öğrenmek istedim. Yolda bir grup insanla karşılaştım. Olay yerinden gelenler bana,“Ey Ebü’l-Hasan, birçok insanın dükkânı yandı ama seninki yanmadı” dediler. Bunun üzerine ben de,“Elhamdülillah, dükkânım kurtuldu” dedim. Sonra biraz düşündüm, hata ettiğimi anladım. “Ben, diğer mümin kardeşlerimin mallarının yandığı bir yangında kendi malımın kurtulmasına sevinip nasıl olur da ‘elhamdülillah’ derim” diye çok üzüldüm. Bunun bir kefâreti olsun diye dükkânda ne varsa hepsini fakirlere dağıttım ve sonra pazarı terkettim.”

Gelin Serî-i Sakatî [kuddise sırruhû]gibi bir tövbe edelim. Uzaklaşmış olduğumuz kardeşlik ahlakına yüzümüzü dönelim. Sosyal medya hesaplarımızdan Kudüs’te ki kardeşlerimize üzülüyor, birkaç paylaşım sonrasında başka bir kardeşimizin tatil fotoğrafına bakıp üzüntümüzü atıyoruz. Ne garip değil mi? Gelin bu dengesiz duygu psikolojisinden sıyrılalım. İmanın ve islamın vazgeçilmezi olan kardeşlik ahlakımıza sımsıkı sarılalım. Allah(cc) Kuran-ı Azimüşşan’ ın da “Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler…(hucurat-10)” buyuruyor. Kardeşliğin hakkını vererek bu buyruğa amenna dediğimizi gösterelim.

Selametle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder