Bizim aslında Hz. Nuh a.s.’ı üç başlık altında incelememiz lazım.
1. Hz Nuh kavminin neye ve nasıl davet etti.
2. Kavmi Hz. Nuh'a nasıl karşılık verdi
3. Kavminin tepkilerine karşı Hz. Nuh nasıl davrandı.
1. Hz. NUH a.s. KAVMİNİ NEYE VE NASIL DAVET ETTİ
Neye sorusunun cevabı muhteva ile alakalı bir şey. İçerik nasıl ise usul ve menheç de öyledir. Bütün peygamberlerin olduğu gibi Hz Nuh a.s.'ın da davası tek bir davaydı o da Tevhit davası. Başka bir dava yok. Tevhit'in konuşulduğu bir yerde de adalet kavramı kendiliğinden gelir zaten.
Bir kuş düşünün. Bu kuşun bir kanadı tevhit ise diğeri adalettir. Nasıl ki bu kuş kanadının biri olmayınca uçamaz ise tevhidin olduğu yerde de eyer adalet yoksa, ya da adaletin olduğu yerde tevhit yoksa o kuş uçamaz. İşte bu iki kanat olunca uçuyor mümin. Bu iki kanat olunca kulluk yolunda yürünüyor. O kanatlarından bir tanesinde Tevhit varsa diğerinde adalet var. Ve bir birinden asla ayrılamazlar.
Tevhit insanla Allah arasındaki hukuku tanzim ediyor. Adalet ise insanla varlık arasındaki hukuku tanzim ediyor. İşte bu gün eyer mümin uçamıyorsa bu iki kanattan birinin olmadığı içindir. Çünkü Kanatlar kırık. Ne Tevhit noktasında istenilen orandayız, ne de Adalet meselesinde.
Bu çerçevede Kur’an’a baktığımız zaman Hz. Nuh a.s. kavmini üç şeye davet ettiğini görüyoruz :
• Birincisi ---"Allah'a kulluk edin ve ondan başkasına asla tapmayın" (Araf Suresi 59. Ayet)
Yani Hz. Nuh a.s. "la ilahe" denerek işe başlamış.
Hz. Nuh a.s.’ın kavminde önce bir reddediş var. İnsanlar
---“ ben sizin taptıklarınıza tapmam sizin Tanrı diye, ilah diye dayattığınız hiçbir şeye tapmıyorum ve kabul etmiyorum, reddediyorum" diyor.
Ancak tevhidin gereği işe "la ilahe" diyerek başlamaktır. Hz. Nuh a.s. da öğle yaptı. "La ilahe" diyerek aykırı olan her şeyi kavmine men etti. Sonra da men ettiği şeylerin yani putların men edilişle oluşturduğu boşluğu "illallah" diyerek Allah inancıyla doldurdu. Çünkü insan tabiatı boşluk kabul etmez. Bir şeyi reddediyorsan onun yerine başka bir şey koyman lazım. Dolayısıyla Hz. Nuh a.s.’da Araf suresinin 59 ayetini de gördüğümüz üzere bunu yapıyor.
• İkincisi ---"Ben apaçık bir uyarıcıyım, benim uyarılarımı dikkate alın ve size gelecek olan azaptan kendinizi koruyun." (Hud Suresi 25. ve 26. Ayetler)
Hz. Nuh a.s.'ın dediği bu. Ap açık bir uyarıcı. Tevhit meselesinde öyle üstü örtülü bir şey yok. Her şey apaçık ve net bir biçimde ortaya konuyor. Hz. Nuh a.s.’ da böyle apaçık bir uyarıcı olarak toplumu uyardı.
• Üçüncüsü "Allah'a karşı gelmekten sakının ve elçi olarak bana itaat edin."(Şuara Suresi 108. ayet)
Peygambere itaat meselesi Allah'ın istediği bir şey. Çünkü elçiye itaat Allah'a itaattir. Orada bir zafiyet yaşanırsa din dediğiniz şey olmuyor.
Gördüğünüz gibi Hz. Nuh a.s. kavmini üç şeye davet etti. Bu üç tane madde ne demek biliyormusunuz.
1.si Tevhit
2.si Takva
3.sü İbadet
Aslında bütün peygamberlerin ortak davasını da bu üç kavramla özetleyebiliyoruz. Tevhit, Takva ve ibadet. Elçiye itaat ile ibadetin ne alakası var diye aklınıza gelebilir. Bize ibadet yöntemlerini kim gösteriyor, peygamberler gösteriyor.
Peki nedir Tevhit, Takva ve ibadet : Bunların anlamı şu :
Tevhit : Allah'a ait alanları gasp eden her şeyi reddetmek ve bir olanı, birlemektir. Peki bir olan nedir? Tabi ki Allah’tır.
Takva : Bir olandan hakkıyla korkmak ve onun istediği gibi yaşamak.
İbadet : Bir olana Kulluk etmek ve ondan başkasına tazim etmemektir.
Okuyup da anlayamadığımız bir ayet var ya hani "iyya kenabudu ve iyya kenestain.""Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz." Sadece Allah'a ibadet etmek ve Sadece ondan yardım istemek ne demek? Bunu kavradığımız zaman bu üç kavramı anlamış olacağız. işte Hz. Nuh a.s.'ın yaptığı da bundan başka bir şey değildi.
Hz. Nuh a.s.’ın 950 sene boyunca neyi var, neyi yoksa bir sürü imtihan, sıkıntı, engelleme, alaya alma, küçümseme ve kibirli adamlarla muhatap olma gibi aklınıza gelebilecek her türlü muameleyle yüz yüze geldi. Bir de bunlar yetmezmiş gibi evde inkarcı ve ihanet halinde olan bir kadın. O da yetmedi bir de inkarcı bir oğlan. Bütün bu insanların tavır ve davranışlarına karşılık olarak hiçbir şeyden etkilenmeden Allah'ın razı olduğu bir mücadeleyi yine Allah'ın razı olabileceği bir şekilde noktalama azmi. Hz Nuh a.s.'a hayran olmayalım da kime hayran olalım.
1. Maddeye devam ediyoruz. Neydi 1. Madde : Hz. Nuh a.s. kavmini neye ve nasıl davet etti. Şu ana kadar neye davet ettiğini gördük ve öğrendik. Peki Hz. Nuh a.s. kavmini nasıl davet etti : Her zaman olduğu gibi gene Kur’an dan öğreniyoruz bütün detayları.
• Derin bir şefkat ile (Araf Suresi 59. Ayet)
• Güçlü bir emniyet ile (Şuara Suresi 107. Ayet)
• Hiçbir ücret istememek ile (Yunus Suresi 72. Ayet)
• Müthiş bir ısrar ve tekrar ile (Nuh Suresi 5. Ayet)
• Meşru vasıta ve yöntemleri kullanmak ile (Nuh Suresi 9 ayet)
• İnkârcıların oluşturdukları yanlış algıları düzeltmek ile (Nuh Suresi 11. ve 12 ayetler)
• Sadece kendisine indirilen vahiy değil kainat ayetleri ile (Nuh Suresi 13. ve 20. Ayetler arası)
Ve Hz. Nuh a.s. diyor ki :
---"Ey Rabbim Vallahi ben bu kavmi gece gündüz çağırdım."
950 sene ve gece gündüz bir mücadele. Sadece böyle fırsat buldukça yapılan bir iş değil. Hz Nuh a.s. için böyle bir şey söz konusu değil. 950 sene ve gece gündüz. Geceyi gündüze katarak yapılan bir mücadele.
---"Sonra onlarla hem açıktan açığa hem gizli gizli konuştum"
Bunu şöyle anlamak durumundayız tek tek peşlerine düştüm ya rabbi olmadı. Ya rabbim grup grup çağırdım olmadı. Arkalarına düştüm evlerine gittim, iş yerlerine gittim ama olmadı. Bir sıkıntıları olduğu zaman koştum. Bir dertleri oldu koştum. Yine adamlar dinlemedi beni. Topladım hepsini yemek ikram ettim. Yine olmadı.
Boş durmuyor inkârcılar. Hz. Nuh a.s. ve ona inanan müminler hakkında bir sürü dedikodu çıkarıyorlar. Yalanlar, iftiralar şunlar bunlar. Hz. Nuh a.s. birde bu insanların oluşturdukları algılara karşı mücadele veriyor. Çünkü suçu kabullenecek, ya da onların söylediklerini itham olarak üzerinde kalması gibi bir gaflete düşürmeyecek. Hz. Nuh a.s. birde bu noktada mücadele veriyor.
Hz Nuh a.s. karşısındaki muhatap kitleye bir şeyler anlatıyor ama adamlar dinlemiyor. Anlayabilmeleri için onları Kainat kitabına davet ediyor. Şu yeryüzünün akışına bakın diyor. Bulutlara bakın. Şu tabiata bakın. Sizin önünüze bir sergi haline getiren Allah'ın şu tabiat ayetine bakın. Şuna bakın buna bakın diyerek insanları uyandırmaya çalışıyor.
Bir tebliğci de ve davetçide olması gereken yedi vasıf vardır :
• Şevkat
• Emniyet
• Beklentisizlik
• İstikrar
• Yöntem
• Tanıma
• İlim
Bu yedi tane vasıf davetçi ve tebliğci olarak kendisini nitelendiren insanların hayatlarında olması gereken çok önemli unsurlar. Tabii burada yani bu yedi maddede olmayan ama bütün peygamberlerde olan ortak özellik ne? Temsil.
İbn-i haldun'un bir sözü vardır.
---“Suyun suya benzediği gibi tarihte tarihe benzer.”
Hz. Nuh a.s.’ın döneminde insanlar nasıldı, bir de şimdiki döneme bakın insanlar nasıl. Aslında insanlık devam ettiği müddetçe aletler değişecek ama adetler değişmeyecek.
Hz Nuh a.s.'ın Karşısında bir muhatap kitlesi var
• Ebrarü’n – Nas (İnsanların İyileri)
• Ekserü’n – Nas (İnsanların Çoğunluğu)
• Meleü’n mine’n – Nas (İnsanların ileri gelenleri)
Bu üç tane zümreye karşı Hz. Nuh a.s. mücadele verdi. Ebrarü’n - nas onun yanındaydı. Ekserü’n - nas onun karşısında, Meleü’n mine’n – nas onun karşısında. Ve Mele, ekserü’n nas’ı da yönlendiriyor.
Buhari'de geçen bir hadis var. Ebu Said El hudri de bize naklediyor. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem bize diyor ki
---“ Allahu teala Hz Nuh'un kıyamet günü sorguya çekecek. Nuh Aleyhisselam'a ey Nu şu kavmine sen risaleti tebliğ ettin mi. Risalet görevinin gereğini yerine getirdin mi? Nuh Aleyhisselam da diyecek ki evet Rabbim onlara Hakkı tebliğ ettim. Allah Teala dönecek kavme soracak. Nuh risaleti size tebliğ ettiğini söylüyor. Nuh size risaletini tebliğ ettiğimi. Nuh'un kavmi diyecek ki hayır etmedi. Allah dönecek tekrardan Nuh Aleyhisselam'a soracak. Kavmin senin tebliğ ettiğini kabul etmiyor. Var mı senin şahidin. Nuh Aleyhisselam diyecek ki var. Söyle o zaman şahidin kim. Diyecek. Nuh, Muhammed ve onun ümmeti diyecek. Biz var ya işte ümmeti muhammed insanlık içerisinden çıkarılmış en hayırlı Ümmet olarak biz varız ya, biz işte şahit olacağız o gün Nuh’a da diğerlerine de şahitlik edeceğiz.”
Biz şahidiz. Ben ve benim gibi nice insanlar bunları onun için anlatıyoruz. Aslında şahadet adına görevimizi yerine getiriyoruz. Hakkı tebliğ edip etmediğimize dair sorguya çekildiğimizde bize kim şahitlik edecek bilmiyorum. Bu noktada bir gayrete getirsin inşallah bu sözler bizi. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder